Türkiye’nin tescilli tek yerli ve milli dijital (donanımsal) güvenlik modülü üreticisi Procenne, pandemiyle birlikte artan uzaktan çalışma, mobil cihaz kullanımı, online bankacılık ve ödeme sistemleriyle dijital güvenliğin kritik düzeyde önem kazandığına ve konunun 2021 yılında dünyanın en önemli gündem maddeleri arasında yer alacağına dikkat çekiyor. Araştırmalara göre önümüzdeki yıllarda “konumdan bağımsızlık” kavramının öne çıkacağını, daha fazla işletmenin uzaktan çalışma modeline geçeceğini ve 5G ile birlikte milyarlarca nesnenin birbiriyle konuşacağını hatırlatan Procenne CEO’su Resul Yeşilyurt, bu noktadaüreticiler başta olmak üzere tüm işletmelerin dijital güvenlik alanına yatırım yapmaları gerektiğini vurguladı. 2020 yılında yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmede bulunan Yeşilyurt, 2021 yılının öngörülen dijital güvenlik trendlerini de paylaştı.
2020 yılının ilk çeyreği itibarıyla tüm dünyayı etkisi altına alan pandemiyle birlikte uzaktan çalışma, mobil cihaz kullanımı, e-ticaret, dijital bankacılık ve ödeme sistemleri ile ilgili kullanım ve yaşam alışkanlıklarında büyük artış gösterdi. Tescilli tek yerli ve milli güvenlik modülü ile özelleştirilebilir algoritmalar ve yapay zekâ teknolojisinin yanı sıra akılcıl yerli güvenlik tasarım fikriyle inovatif ürünler geliştiren Procenne’nin CEO’su Resul Yeşilyurt, 2020 yılında dijital güvenlik alanında yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmede bulundu ve 2021’in öngörülen trendleri hakkında bilgi verdi.
Beyaz yakalılar evden çalışmaya devam etmek istiyor, dijital güvenlik önem kazanıyor
Mart ayında Dünya Sağlık Örgütü tarafından Covid-19 pandemisinin ilan edilmesiyle birlikte tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de önlemler çerçevesinde pek çok şirket evden çalışma uygulamasına geçmeye başladı. Bir kısım araştırma, devam eden süreçte çalışanların iş ve özel yaşam dengesini koruyamadığını gösterse de özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde trafikte geçen zamandan tasarruf edilmesi ve evden çalışmanın yeni normal haline gelmesiyle artık daha fazla çalışanın uzaktan çalışmak istediği görülüyor. Siber güvenlik konusunun artık her ölçekteki kuruluş ve çalışanlar için hayati bir ihtiyaca dönüştüğünü söyleyen Procenne CEO’su Resul Yeşilyurt, konuyla ilgili şunları paylaştı: “Özellikle içinde bulunduğumuz dönem gibi kritik zamanlarda uzaktan erişimle çalışanların sayısında ciddi oranda artış yaşanıyor. Bundan sonra yeni normalin daha fazla insan için uzaktan çalışma olacağını düşünüyoruz. Bu durum, beraberinde siber güvenlik sorunlarını da giderek artıracak. Kurum dışından bilgilere ulaşmak, uzaktan erişim teknolojisinin doğası gereği kurum içinden bilgilere ulaşmaktan daha fazla güvenlik riski oluşturuyor. İşletme dışında çalışmanın daha fazla yoğunlaşacağı gelecek dönemde de dijital güvenlik çözümlerinin kurum ve kuruluşlar açısından gittikçe daha çok önem kazanan bir zorunluluk olduğunu düşünüyoruz.”
İşletmelerin geleceğin petrolü olan veriyi korumak için önlem almaları gerekiyor
Tüm dünyada daha fazla çalışanın uzaktan işine devam edeceğini hatırlatan Yeşilyurt, işletmelerin dijital güvenlik konusunda almaları gereken başlıca önlemleri şu şekilde sıraladı: “Önceden ofislerimizi korumaya çalışıyorduk. Pandemi ile her birimizin evi ofise dönüştü. Herkesin bilgisayarında daha çok veri oluşmaya başladı ve çalışanlar mobil cihazlarla şirket verilerine daha sık ulaşır hale geldi. Geleceğin petrolü olan verinin korunması gerekiyor. Bu kapsamda işletmelerin dijital dönüşümlerini gerçekleştirirken yol haritalarının ilk maddesine dijital güvenlik stratejilerini belirleme konusunu almaları gerekiyor. Şirketlerin uzaktan erişimi sürdürmek için düzenli olarak operasyonel süreçlerini kontrol etmeleri, güvenlik kontrollerini yapmaları, uzaktan erişim altyapısındaki anormallikleri tespit etmeleri, erişim süreçleri ve prosedürlerini uygun şekilde takip etmeleri de kritik önem taşıyor. İşletmelerin alabilecekleri diğer önemli önlemler arasında; verileri yetkisiz erişimlere karşı korumak ve şifreli işlem ve şifreli dosya güvenliği için Donanımsal Güvenlik Modülü kullanmak, uçtan uca şifreleme özelliği olan ürün ve çözümler sayesinde güvenli veri transferi ve veri kullanımı sağlayarak IoT iletişimlerini ve mobil uygulamaları güvenli hale getirmek, kişisel veri güvenliği için güçlü şifreleme teknolojileri kullanmak, HSM cihazları ile e-posta güvenliğini sağlamak, şifreleme ve şifre çözme işlemleri için yüksek performanslı ürünleri seçmek, veri tabanı sistemleriyle kritik bilgileri güvende tutmak yer alıyor.”
Önümüzdeki yıllarda “konumdan bağımsızlık” kavramı öne çıkacak
Teknoloji alanında dünyanın önde gelen araştırma ve danışmanlık şirketi Gartner’a göre 2021 yılında üç ana tema üzerinde durulacağını söyleyen Yeşilyurt, şirketin hazırladığı 2021 Stratejik Teknoloji Trendleri raporuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Rapora göre; önümüzdeki beş sene boyunca insanın merkez alınması, konumdan bağımsızlık ile pandemi ve ekonomik durgunluk nedeniyle tüm dünyada dalgalanma konuları öne çıkacak. Raporda, salgınla birlikte artan dijitalleşmeye rağmen insan halen tüm işlerin merkezinde yer alıyor. Yine pandemiyle birlikte çalışan, müşteri, tedarikçi ve organizasyonel ekosistemlerin fiziksel olarak bulunduğu ortamlar değişiyor ve tüm bunları desteklemek için de teknolojik altyapı değişikliği gerekiyor. Trendlerde yer alan ve dile getirilen ‘konumdan bağımsızlık’ kavramı içinde bulut çözümleri öne çıkacak. Yine bu trend içinde yer verilen ‘Her yerde operasyon’ kavramı da bir bilgi teknolojisi işletim modelini ifade ediyor. ‘Uzaktan çalışma’ terimi; kulağa kolay gelse de aslında teknoloji altyapısı, yönetim uygulamaları, güvenlik ve yönetişim politikaları, çalışan ve müşteri etkileşim modellerinde sorunsuz ve ölçeklenebilir bir dijital deneyimi ve uygun değişiklikleri gerektiriyor. Covid-19, çoğu varlık ve cihazın artık geleneksel şekilde fiziksel ve mantıksal güvenlik parametrelerini değiştirdi ve dijital eğilimi büyük bir hızla artırdı. Siber güvenlik ağı, herhangi bir kişinin veya nesnenin güvenli bir şekilde istenen veriye erişmesini sağlıyor. Kuruluşlar dijital işlemleri hızlandırdıkça güvenlik de bu hızlı değişime ayak uydurmalı…”
Donanımsal güvenlik modülü pazarı 2027’de 6 milyarı geçecek
Donanımsal Güvenlik Modülü anlamına gelen HSM (Hardware Security Module) teknolojisinin kriptografik işlemleri donanımsal olarak gerçekleştirdiği için yazılımsal çözümlere oranla çok daha yüksek performans ve güvenlik sağladığını söyleyen Yeşilyurt, sözlerini şöyle sürdürdü: “Donanımsal güvenlik modülleri, fiziksel ve yazılımsal müdahalelere karşı korumalı olarak tasarlanıyor. Şifrelemede kullanılan anahtarların üretilmesi, güvenli bir şekilde saklanması ve dağıtılması amacıyla kullanılıyor. Donanımsal güvenlik modülleri, üzerinde bulunan sensörler sayesinde fiziksel müdahaleleri algılıyor ve şifreleme anahtarlarını da anında siliyor. Ayrıca HSM’ler, harici yazılım yüklenmesine karşı korumalı olarak tasarlanıyor. Bu sayede, hassas veriler yetkisiz erişimlere karşı korunuyor. Kapsamlı veri korumasına yönelik talebin yakın gelecekte donanımsal güvenlik modüllerine olan talebi daha da artırmasıyla donanımsal güvenlik modülü pazarının 2027 yılına kadar 6 milyar doları geçmesi ve sektörün yıllık yüzde 11,4 oranında büyümesi bekleniyor. Donanımsal güvenlik modülü (HSM) pazarının büyümesine yol açan en önemli faktör, elbette dünya çapındaki şirketlerde artan veri güvenliği endişelerinden kaynaklanıyor.”
2025 yılına kadar 75 milyar nesne birbiriyle konuşacak
Tüm dünyada internet ağına bağlı cihaz sayısının 2025 yılında 75 milyar seviyesine ulaşacağının uzmanlar tarafından öngörüldüğünü söyleyen Resul Yeşilyurt; “Uzmanlar, 5G ağlarının sağlayacağı daha hızlı servisler sayesinde dünya çapında daha çok cihazın birbiriyle bağlantılı olacağını öngörüyor. Tüm dünyayı etkisine alan pandemiyle birlikte artan dijitalleşmeye ve uzaktan iletişime cevap vermesi beklenen 5G’nin önümüzdeki senelerde yaygın şekilde kullanılmasıyla birlikte birçok cihazın teknik olarak internete bağlanması ve birbiriyle konuşabilmesi mümkün olacak. Otomobil ve beyaz eşyalardan sonra çok sayıda elektrikli ev eşyası, doktorlara ya da hastane sunucularına hasta hakkında bilgi gönderebilecek medikal cihazlar veya arabalara bilgi verecek trafik ışıkları da ‘akıllı’ olacak. Bireylerin ve kurumların gizliliğinin yanı sıra uzaktan müdahale edilebilecek cihazların kötü niyetle kullanılabilme ihtimali, dijital güvenliğin önemini daha da artırıyor. Bu noktada, üretici firmaların cihazları ve verileri korumak için dijital güvenliğe yatırım yapmaları her zamankinden daha da çok önem kazanıyor. Hem işletmelerin bilgileri korumak hem de ürün tasarımcılarının nesnelere kötü niyetli müdahaleyi engellemeleri için dijital güvenliğe baştan yatırım yapmaları sonradan oluşabilecek büyük risklerin önüne geçmede en etkili yoldur. Bu noktada, 5G ve IoT dünyasındaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz” dedi.
Dijital bankacılığın ani yükselişiyle dijital güvenlik de kritik düzeyde önem kazanıyor
Dijital bankacılığın tüketicilere zamandan ve mekândan bağımsız işlem yapma imkânı sağladığını ancak beraberinde güvenlik kaygılarını da artırdığını söyleyen Yeşilyurt, sözlerine şöyle devam etti: “Özellikle pandemiyle birlikte online ödeme, e-ticaret ve bankacılık sistemleri kullanımında büyük bir artış yaşandı. Bu da güvenlik önlemlerini gün geçtikçe daha da kritik hale getiriyor. Türkiye’de özellikle yaygın olan, kullanıcıların banka hesaplarını ele geçirme yoluyla yapılan oltalama saldırıları ve kredi kartı dolandırıcılıklarına karşı önlemleri artırmak gerekiyor.”
“İnovatif çözümlerimizle dijital güvenlik alanına katkıda bulunmaya devam edeceğiz”
Dünya genelinde donanımsal güvenlik modüllerine olan talebin artacağı öngörüsüyle 6 yıl boyunca yoğun Ar-Ge çalışmaları sonucunda ilk HSM üretimini gerçekleştirdiklerini paylaşan Resul Yeşilyurt, sözlerini şöyle tamamladı: “Dijital güvenlik alanında oldukça önemli olan CC EAL4+ sertifikasını alarak geçtiğimiz yıllarda önemli yükseliş yaşadık. 2021 yılının başında ise önemli sertifikalardan biri olan PCI sertifikasını da alarak yakın markajımızdaki sektörlerle birlikte özellikle bankacılık ve finans sektöründe büyümeye devam edeceğiz. Dijital güvenliğin bir ülkenin sınır güvenliği kadar önemli olduğu bilinciyle üzerinde çalıştığımız inovatif ürünlerle birlikte gelecek yıllarda öncelikli olarak ülkemizin güvenliğine ve bununla beraber uluslararası pazarda dijital güvenlik alanına katkı sunmaya devam edeceğiz.”